10 Ekim 2014 Cuma

EREN ÇINAR'IN EK GIDA SERÜVENİ

Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik ve sonunda ek gıda günlerine geldik .Onlarca insan tarafından öcü ilan edilen , kara bela ek gıdalar. Hal böyle olunca daha başlamadan korku almış başını gitmişti..Neyse ki öyle ilerlemedi :)

Bu zorlu yola yaklaştıkça bir yandan korkular bir yandan meraklı bir baba ile uğraşmayla geçti 5. Ayımız.”Hadi deneyelim, bakalım nasıl tepki verecek.” diyen susmayan baba galip geldi ve 5,5 aylıkken ilk kez yoğurt denemesi yaptık.Güya 6. Ayı bekleyecektik.

Zaten 4.ayın sonlarına doğru yoğurt yapmayı sürekli deniyordum.Sonunda ilk kez tam istediğim gibi bir yoğurt yaptım oldu derken o yoğurtla bir kez 1 bebek kaşığı denedik.Baktık ki off nasıl zevkli bir iş.Sürekli yüzünü incelemek müthiş , ne yapacak nasıl tepki verecek diye merakla bekliyoruz.Bir iki sefer daha 1 bebek kaşığı verdik ve durduk.Devam etmemek için ise baya bir direnmemiz gerekti çünkü bu işi biz çok sevdik.

Doğum yaptıktan sonra ek gıda için uzunca araştırmalar yapmıştım. Bir çok blog ve facebook grubu takip ettim. “Bebek yapım bakım onarım” , “Gurme bebek” , “Hassas anne” , “Doğalanneyim” gibi blogları hatmettim.Topladığım tüm bilgileri ise notlar halince deftere yazdım.Bir çoğunu uyguladım ama tabi uygulasam da Eren’e uymayan durumlar ya da başarısız olduğumuz zamanlar oldu.Bu olumsuzlukların üzerinde durmadım.Elbette doktordan da ek gıda için bir liste aldık ama nezaketen odadan çıkana kadar tuttuk ve uygulamadık.Zira doğal beslenmekle alakası bile yoktu.Hazır bebe mamaları , ne olduğu belirsiz labne peynirler , ev yapımı bile olsa şekerli reçeller , beyaz ekmekler dolu liste bizim kafamızdaki beslenme modeline uymadı.

6. aydan sonra -neyse ki zaman dolunca – ek gıda sürecine kaldığımız yerden devam ettik. Bize verilen ek gıda önerilerinin aksine meyve suyu ile başlamadık.Meyve içerdiği doğal şekerden ötürü bebeklerin pek hayır diyebileceği bir gıda değildi çünkü. Mis gibi meyve tadına alışmışken haşlanmış brokoliyi yemek istemeyen bebeğe kızmak ne derece doğru olur :) O yüzden önce buharda haşlanmış sebzelerle başladık.Haşlama yaparken ikeadan çok basit bir aparat aldık.Müthiş işe yarayan bir ürün.Kesinlikle buharda pişirici diye satılan koca makinelere gerek yok.


Örneğin ilk 1 hafta şöyle ilerledik :
1. gün 1 tatlı kaşığı yoğurt.Daha önce yoğurt denememiz olduğu için 3 gün sürdürmedik.Kaşıkla arası iyi gibi.
2. gün Orta boy bir havucun 1/3 ü .Haşlayıp ezdim suyunu vermek istemedim.En başından pütürlü gıdalara alışmasını istiyorum.Ama çok katı olunca 15 cc mama ile seyrelttim. Emzirebilen anneler kendi sütü ile yapabilirler ve çok daha güzel olur :)Hala kaşıkla arası iyi fakat daha hızlı neden gelmiyor diye sinirleniyor.
3.gün Yine 1/3 havuç +15 cc mama.
4.gün Yine havuç :)
5.gün 1 tk yoğurt ve kabak (Sadece buharda haşlanıp ezilmiş.)Çok güzel yedi.Kabağa nasıl tepki vereceğini merak ediyordum ama çok güzel yedi.Balkabağı vermeyi çok istemiştim ama ne yazık ki mevsimini kaçırdık.
6.gün 2 tk yoğurt ve küçük bir kabağın yarısı
7.gün 1 tk haşlanmış kabuğu temzilenip içi ezilmiş bezelye.Ama bezelyeyi sevmedi.Ağzına aldığından yüzünü ekşitti,geri çıkarmaya çalıştı.Devamı gelmediği için pek oralıklı olmadı.Halbuki diğer günlerde daha beklentili görünüyordu.Bu arada biz kahvaltımızı yaparken bir soyulmuş havucu kemirerek dişlerini kaşıdı.Haşlamadan verdiğim için tabi ek gıda sayılmaz sadece yaladı ezmeye uğraştı,vakit geçirdi.

Bu tempoda baya bir zaman ilerledik.Aklıma gelen ve o döneme ait olan tüm sebzeleri tek tek tek denedik.Sonra ikili birleştirdik sonra 3 lü birleştirdik.İrmik eklemeye başladık.1-2 tk ile devam ederken 1-2 yk ‘na çıktık.Normal patates yerine tatlı patates,pirinç yerine bulgur kullandık.Keçi sütünden yoğurt,ev yapımı peynir ile devam ettik.Klasik bebek mamalarını yedirmedik.Bu konuda bybo gurubuna teşekkürü bir borç bilirim.Hiç muhallebi yedirmemek aklımıza gelmezdi.Genetiğimize işlenmiş bebek mamaları,pirinç unlu şekerli… Ama vermedik.

Ek gıdaları eğlencelik verdik.İstemediğinde ikinci bir kez bile zorlamadık.Ben de babası da bu sürece ilk günden dahil olduk.Tek bir kişi ilgilenmedi.Bu durum dışarıdan gelebilecek "Bunu yedir ,şunu da ver" vs baskılarına karşı destek olan ikinci taraf olarak döndü bize.

Tam oturamadığı için ilk zamanlar dandinoda(kendi kendine sallanabilen müzikli bir beşik) eğimli bir şekilde oturtarak yedirdik.Sonra tam olarak oturmaya başladığında ikea antilop mama sandalyesi aldık ve zorda kalmadıkça(Ev dışı,tatil vs) masada bizim yanımızda yemesine çalıştık.Yemek yerken (diğer zamanlarda da pek olmuyor zaten) hiç tv açık olmadığı için tv olmadan yemek yemiyor çıkmazına düşmedik.Yemediği günlerde neden yemedi , ama ek gıdaya geçtik gibi bir telaşım hiç olmadı.Yemediğinde aç değil karnı tok,illa katı gıdayla doymak zorunda değil,daha küçük diyerek kendimi oyaladım.Bir yaşına dek ANA BESİN ANNE SÜTÜ ;ANNE SÜTÜ YOKSA MAMA diye tekrar edip durdum.Yoksa çok düşündükçe neden yemiyor acaba gezdiren biri olsa kucağındayken yer mi , reklam mı açsam,amuda mı kalksam gibi yollar arayabilirdim. Annelik garip bir duygu her türlü anormalliği yapabiliyor insan.Öyle bir inandırıyoruz ki kendimizi aksi olamaz gibi geliyor.Ama biz bunlara hazırlıklıydık.Önümüzde büyüyen çok çocuk ve tecrübeli anneden edindiğimiz bilgiler bu işte sağduyulu ve soğukkanlı olmak gerektiğini öğütlemişti bize ve eşimle sürekli birbirimiz telkin ettik.Eh pek küçük de sayılmayız ilk çocuk için.Sanırım bu işi iyi kotardık 

Zamanla Eren daha kapsamlı yemekler yemeye de başladı.Uyduruk sebze karışımlarına kıymalar(Kuzu kıyma çünkü ilaçlarla çok müdahale edemiyorlar büyümelerine) eklendi,kahvaltı yapmaya başladı,7. Ayında kefirle tanıştık ve hala severek yiyor.Hala tuz ve şeker ile tanışmadı.Şekerle tanışacağı bir zaman yok,ileride büyüyüp kendi talep etmeye başlayacağı zamana kadar da menümüzde yok.Tuz yavaş yavaş 1 yaşından sonra ekleyeceğiz çünkü bizimle birlikte yemek yemeye başlayacak.Kendi beslenmemizde tuzu azaltmaya çalışıyoruz.

Bu güne kadar çok defa kustuğu,istemediği,yemediği oldu.8-9 aylıkken hiç ek gıda almadığı günler var. Daha önce de dediğim gibi zorlamadık.Nasıl ki yemek istemediğimizi yememe hakkımız varsa bu hakkı ona da verdik.Ama pes etmedik.Örneğin ilk yediğinde sevmediği bezelyeyi sonra defalarca denedik,şimdi yiyor.Az az başladığımız zamandan sonra hep yeni bir şeyler eklemeye çalıştık.Çok çeşitli beslenmesi ileride damak zenginliğine sebep olacağı için her gün aynı çorbayı başka sebzelerle yaptık,mis gibi tarhana içirdik. 9. aydan sonra balık yemeye başladı.Somon ile başladık ve şimdi dip balığı olmayan balıklarla balık yemeye devam ediyor.Henüz tavuk yemedi çünkü organik ilaçsız bir tavuk bulamadık.Yemeklerinde soğan ve sarımsak sık sık kullandık.Doğal antibiyotik olma özellikleri ile hastalıkları önlediğini düşünüyorum.

Beslenmesinde bulabildiğimiz sürece keçi sütünden yapılmış yoğurt,kefir tüketiyor olması ,karbonhidrat ağırlıklı beslenmemesi kabızlık yaşamamamızda; soğan,sarımsak ve çeşit çeşit sebzelerden aldığı vitaminlerinde şimdiye dek doktora gitmeyi gerektirecek bir hastalığa yakalanmamızda etkili olduğunu düşünüyorum. ( Çok sıcağa alıştırmamanın , en ufak terde müdahale etmemenin de faydasını gördük elbette.)

Böyle bir koşturmacada geçti ek gıda serüveni ve şimdi 10,5 alık oldu Eren Çınar. Kocaman açıyor ağzını ve bizi mutlu ediyor yemek yerken yaptığı şebeklikler ile… Yaşı ilerledikçe de şimdiki kadar çeşitli beslenmesini sağlayabilirim umarım.

Kendi menülerimizden örnekler belki başka bir yazıda bahsederim ama geçenlerden denediğim bir dolma var ki biz bile çok beğendik.

Biber dolmasının içini minnacık doğranmış; kabak,kırmızı biber,yeşil biber,soğan,sarımsak,kuzu kıyma,çok az bulgur,domates(alerjik besin normal şartlarda 1 yaş öncesi verilmez) ,dere otu ile doldudum.Oğlum buna bayıldı.Kokusu ve tadı süperdi.Deneyin belki sizin bebelerde sever :)

Bol çeşitli,bol iştahlı masalarda kocaman kahkahalar atmanızı dilerim..