26 Eylül 2013 Perşembe

Hamilelik kabusu KRAMPLAR..

Hemen hemen her hamilenin başına geliyor sanıyorum.

Benimde 30. haftam ve 2 kez uykumdan ağlatarak,acı ve çığlıkla uyandırdı.Allahım o nasıl birşey öyle.Bacağımın içine biri girip bir noktada kaslarımı dertop etmişde damarlarımı da iki uçtan çekiştiriyolarmış gibi.Baldırım oldu taş gibi.Çığlığımdan korkuyla uyanıp ne olduğunu kavrayamayan kocamın suratı oldu kireç taşı.Bir yandan masaj yapıyoruz bir yandan bacağımı yukarı doğru kaldırmaya çalışıyoruz.10 dakika kadar ya sürüyor ya sürmüyor ama o 10 dakika geçmek bilmiyor.

İşte böyle bişey hamilelik krampları.

Peki neden oluyor?

Aslında tam olarak sebebi şudur diyene rastlamadım.Ama sebep olduğu düşünülen durumlar var elbette.

Bunların başında vücutta hamilelikle birlikte baş gösteren Magnezyum,Potasyum gibi minerallerin eksikliği var.Besinlerle almaya kalkarsak gereğinden fazla besin tüketmek gerekeceğinden genelde ilaçla destekliyor doktorlar.

Ayrıca alınan aşırı kilo,sıvı kaybı,bacaklarda bulunan varisler,uzun süreli ayakta kalmayı gerektiren aktiviteler yada tam tersi uzun süreli oturmak da krampların sıklığını etkileyebiliyor.

Peki olmasın diye neler yapmalı ?

Doktor önerilerini değerlendirebilirsiniz elbette öncelikle.

Ayrıca;
Bol su içmeli,
Yürüyüş yapmalı,
Hareketsiz kalmaktan kaçınmalı,
Çok yorulmamaya çalışmalı,
Mineralden zengin meyveler tüketilmeli (muz ve kivi potasyumda zengindir mesela),
Yine sebzeleri mineral bakımından zenginlerden seçmeye çalışmalı,
Çok topuklu ayakkabılar giymemeli,

Velevki oldu bu kramp denen illet o zamanda dizi gerip ayağı kaldırmaya çalışmak lazım.Aslında çoğumuz istemsiz bu hareketi yapıyoruzdur zaten.Masaj yapmaya çalışın.Ayak parmaklarını çekiştirin.(Bende işe yarıyor.)

Az kramplı gebelikleriniz olsun...

20 Eylül 2013 Cuma

Hamileliğimin ikinci 3 ayı,2. trimester

İlk 3 ay su gibi geçti.

Sevindik,sevdiklerimize duyurduk derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık.Zaten geçen zamanı upuzunmuş gibi düşünmemi sağlayan bir olumsuzlukta yaşamadım.Ama ikinci trimestere geçince farkettim ki aslında yaşamışım.

Neler mi yaşamışım?

Sürekli yorgun hissetmişim.
Hep uyumuşum.
Kusmalara sebep vermesede aslında bir miktar bulantım olmuş.Yemek yemiyor olmam sanırım ondanmış.Ama hep büyük bulantılardan korkan ben tamamen geçince aaaaa aslında bulantım varmış diye düşündüm.Anlayamadan geçirdim.

İkinci trimesterle beraber her geçen gün çok daha iyi hissetmeye başladım kendimi.Bir enerji patlaması,sevinç ve mutluluğunda eklendiği aşırı eğlenceli ve sağlıklı bir zamana geçtim.

Çok rahat geçti.Fiziksel olarak yorgunluk ve hastalık hali bitti.
Kısaca 2. TRİMESTER HAMİLELİĞİN SULTANLIK DÖNEMİYMİŞ.

Sürekli gezdim,yürüdüm,ayakta kaldım.Tabiki oğlumun emniyeti için dikkat ettim ama hamileliği bir hastalığa da çevirmedim.Ben ikinci üç aylık dönemimde oğlumun keyfini çıkardım.

Hiç olmusuzluk olmadı mı? Oldu elbette.Yazın sıcağından çıldırdığım zamanlar oldu.Boynumun altı,enselerim,saç diplerim sıcaktan kan ter içinde kaldı.Böyle de olunca zor zamanlar geçirdim.Yine bu dönemin en sıkıntılı kısmı,hamilelik şekerinin ölçülmesiydi.50 mg glikoz yüklemesinde biraz şeker yüksek çıktı :) Doktorum 10 günlük bir diyet sonrasında tekrar bir tes istedi.Bu kez 100 mg.İlk testi kolay atlatmıştım ama ikinci testte biraz zorlandım.Sonuç olarak 2. saat değerim bir miktar yüksek çıktı.Sonrasında evde şeker testi yapmaya başladım.Ama bu olumsuzluklar beni ne gezmekten alıkoydu ne de mutluluğumdan.Biz sultanlığa devam ettik :)

Bu arada oğlumun cinsiyetini öğrendik,ona ciciler aldık,alışveriş her zaman süperdir :) ,ilk kıpırtılarını duymaya başladım,kıpırtılar artık tekmelere dönüştüğündeyse bu dönemin zirvesine ulaşmış oldum.


Taki 27-28. haftalara kadar böyle geldim.

Şimdi ne mi oldu? Asıl hamilelik başladı.Bu zamana kadar sultanlıktı bundan sonrası o kadar da kolay gözükmüyor.

Neler mi oluyor? Bir süre daha 3. trimesteri yaşayayım onuda yazacağım :)Önce test edip onaylamam lazım :)

Hamileliğimin birinci 3 ayı, 1. trimester yazısı buraya tıklayınız.

Hamileliğimin üçüncü 3 ayı,3. trimester yazısı buraya tıklayınız.

14 Eylül 2013 Cumartesi

Oğlumuzu gördük,kocaman yanaklıydı..

Teknoloji ne güzel şeysin sen öyle.

Hamile olduğumu öğrendiğim ilk günden itibaren gerçekliğini anlamak sadece doktor kontrollerinde oldu.Evet şanslı bir hamileydim,hamileliğin belirtilerini yaşamadım.Dolayısıyla da doktor görmese hamile olduğuma olan inancım kayboluyordu.

Ne zamanki artık karnımda hareketlerini hissetmeye başladım artık rahat bir oh çektim.Evet gerçekten hamileydim :) Bu seferde içimdeki kıpırtının sahibini görmelere doyamadım.Siyah beyaz ekranda kımıldayan kafasını görmek bile beni sonsuz mutlulukara sürükledi.Meğer daha da güzeli varmış.

Renkli ultrason görüntülerini gördük oğlumun.Güzelim,pamuğum ne güzeldi öyle.Yanakları tombul tombul olmuş.Minicik bir burun fındık kadar.Eli yüzünde bir minik tosun.O benim oğlum.Karnımda kıpraşan şey..O bizim minik yavrumuz.1 kiloyu biraz geçkin küçük yavrumuz.

Velhasıl teknoloji güzel şey.Bulan dert görmesin :)

Koca yanağımıza kavuşmaya son 12 hafta kaldı..Babacık ve ben seni dört gözle bekliyoruz.

Eren Çınar'ın bir ablası birde abisi oldu..

Oğlum annesinin karnında büyüyedursun teyzeleri,anne yarıları bebeklerini kucaklarına almaya başladı..

Arkadaşlık seçilmiş kardeşlik derler.Benim öyle güzel kardeşlerim olduki bu hayatta düşünüp düşünüp şükrettim.Daha minicik çoçuklarken,safken daha en güzel zamanları beraber geçirdik.Biri yakamı ilk okulda tuttu bırakmadı birdaha,üzerine orta okulda eklendi diğeri,liseye bir geldik ki daha da büyüdük , yapıştırıcıyla yapıştırılmış dostlar oluverdik.

Birimiz olmadan diğeri tuvalete gitmedi,kantine saçları kokmasın diye inmeyen titiz kankaları anlayışla karşılamayı öğrendik.Platonik aşk kırıntıları oramıza buramıza batarken çok kahkalar attık,çok mendiller paylaştık.Biz her yaramızı (yara sandıklarımızı) birbirimizle sardık.

Sonra okullar işler yarışlar içinde kaldık,sistemin içinde savrulup durduk.Yine yanyanaydık.Beraber sevindik üzüldük..

Zaman muhteşem birikintiler ile çuvallarımızı doldururken bir yanda da bizi birbirimizden uzaklaştırdı.Ama uzaklıklar kilometrelerle kısıtlı kaldı.Ne zaman bir araya gelsek bıraktığımız noktadan koşar adım devam edebildik kardeşliğimize.Araya insanlar girdi ,araya yeni arkadaşlar girdi,araya iş hayatı girdi de yine de bağlarımızı koparmaya yetmedi..Dedik ya seçilmiş kardeşlerdik kardeşlik bitmezdi.

Şimdi artık neredeyse hepimiz evlendik,yavaş yavaş çocuklu aileler olmaya da başladık.

Oğlumun sadece 1 teyzesi olacak diye üzülmeme hiç gerek yok çünkü onun bir sürü teyzesi var.

Birde şimdi Ayşe Melek ablası ve Kağan Bera abisi..

Tüm çocukluğumu beraber geçirdiğim ve artık geçmişim dediğim insanların bebeklerinin olduğunu düşünmek bile zor.Boyumuzdan büyük işlere kalkıştık da yakalanıcaz sanki telaşındayım.Biz hep liseli gençler olarak kaldık sanıyordum halbuki.Ne zaman büyüdük biz.Büyümüşüz meğer,anne olacak kadar büyümüşüz.

Büyümeye devam ...Oğlum daha abi de olacak,şimdi de o günleri bekliyoruz.Sonra biz o liseli kızlar önümüzde büyümelerini izleyeceğiz yavrularımızın..O zamanda kilometreler aramızda olsa bile kalplerimizin elleri el ele olacak..

25 Ağustos 2013 Pazar

Eren Çınar'dan annesine doğum günü hediyesi...

İnsan kaç yaşına gelirse gelsin doğum gününde çocuklaşıyor. Doğum günü özelleştikçe de mutlu oluyor.

Bu yıl benim için en güzellerindendi ,en özellerindendi.

Özeldi çünkü ;24 haftalık bebeğim içerde kıpır kıpırdı ama biz hiç dışarıdan göremiyorduk.Oğlum annesine bu mutluluğu yaşatıyordu ama babamızla paylaşamıyorduk.Somutlaştıramıyordu.

Bu gün bir animasyon izlemeye karar verdik.Oğlumuz şanslı anne babası bile çok seviyor animasyon filmleri,ona eşlik edebilecekler.. Filmi izlerken uzanıyordum ve tekmeler sırasında gayrıihtiyari karnıma baktım.Sanki bir titresim oldu.Hemen babacıkda geldi.Filmi unutuverdik bir anda.Asıl filmi oğluş oynuyordu ve bizde onu izlemeye başladık.Sanki onu severek beklediğimizin farkındaymış nazlanıyormuş gibi peşpeşe hareket etmeye başladı.Ve karnımda göbeğimin sağ tarafında titreşimler görmeye başladık.Bizim için muhteşemdi.

Orada her ne yapıyorduysa artık bizimle iletişime geçebiliyordu.Uzansak elini tutabilecekmişiz gibi hissettik.Sanki bize "hey ben burdayım ve sizi seviyorum " diyordu. Sanki "anne senin bu gün doğum günün ya sana jest yaptım" diyerek göz kırpıyordu.Muhteşemdi tek kelimeyle..

Günün kalanıda çok güzel geçti.Ama bu güne damga vuran hediye bana oğlumdan geldi.Ömrüm boyunca unutmayacağım en güzel anlardan biri..

Teşekkürler oğlum..

15 Ağustos 2013 Perşembe

Eren Çınar müzik dinliyor...

Bu gün güzel bir gün..Güneşli ve iç açıcı.

Bizim için son 5,5 ay zaten hep güzeldi.Yağmurda yağsada güneşli ve iç açıcı...Oğlumun daha doğmadan evimize getirdiği batmayan bir güneş bu.

Bu gün babacık çalışıyorken biz evdeyiz.Birlikte müzik dinleyeceğiz.Doğduğunda da sıkça dinleyeceği ilk ninnisini dinleyeceğiz.Döndüre döndüre aynı müziği dinleteceğim ki şuanda bulduğu huzuru doğduğunda benden dinlerken de duyabilsin.

Bu ninni bizim için çok önemli çünkü Erenimin adaşı için yazılmış.Bende kendi Erenime niyetle söyleyeceğim.Sözlerinide ,müziğinide seviyorum.Umarım benim güzel oğlumda sever :)


ÜMMÜŞEN - NENNİ

Çişil çişil yağmurlarla gelen gül yüzlüm,
Akça pakça süt kokulum ah yosun gözlüm
Nen yağmur yüzüm nen yosun gözlüm...

Boz nadassız topraklarda kökler salası,
Fırtınalara direnip boylar atası,sarı sıcaklarda eriyip başak tutası...
Nenni toprağım nenni sıcağım nen nen buğdayım nen nen başağım...

Nen nen diyem uyu bebem
Nen nen diyem büyü bebem
Ayrık otlar içinde
Başak tutup er de görem eren başak ol da görem
Nenni eren'im nenni başağım,nenni nen nenni eren başağım...

Adın; acı vadesiz gelen ecellere,sızı hoyratça biçilen gök ekinlere...
Nenni eren'im, nenni ekinim nen nen eren'im nen gök ekinim...

Dört elle sarılman çok zor yaşanası ömüre,
Sevmenin acizlik sanıldığı yerlerde,
Düşünmenin cürüm sayıldığı günlerde...
Nenni yüreğim nenni nen fikrim...
Nen nen yüreğim nenni nen fikrim...

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Doğum çantası nasıl hazırlanır ?

Doğum yaklaşıyor,hazırlıklar bitti.Bebek her an gelebilir.

Peki hastaneye giderken yanımıza neler almalıyız?

Hastane çantamızı hazırlarken doğum yapacağımız hastane ve doğumun nasıl olacağı da önemli.İlk iş doğum yapacağımız hastanenin doğumda anne ve bebek için hangi ihtiyaçları karşıladığını öğrenmek olmalı.Bazı hastaneler anne için hijyenik ped,terlik gibi ihtiyaçları karşılarken bebek için bebek bezi,gerekli olduğu durumda mama,süt sağma makinası gibi ihtiyaçları karşılar.Hangi marka ürünler kullandıklarını öğrenerek gereksiz malzemeleri çantanıza doldurmayın.

Hamilelik çantasının hazırlanma zamanı ise bence 7. aydan hemen sonrası.Her türlü erken doğum ihtimaline karşı hazırlıklı olmak gerekir.

Çantanızı iki ayrı çanta olarak hazırlamak da kullanım kolaylığı sağlayacaktır.Anne ve bebeğin eşyalarını ayrı ayrı çentalara hazırlayabilirsiniz.Ayrıca doğumda hemşirelere vereceğiniz ilk takımları da bebek çantasından kolay alınabilecek şekilde paketlerseniz sizin için rahatlık olacağını düşünüyorum.

Siz özel durumlarınıza göre aşağıdaki listeden ekleme ve çıkarmalarla kendi listenizi oluşturabilirsiniz.

BEBEK ÇANTASI İÇİN

1) Yeni doğan bezi (1 paket)

2) Islak mendil ( 2 paket/Kendiniz için emmeden önce göğüs temizleme,terleme gibi ihtiyaçlarınız için de gerekli olabilir) (sadece su ve pamuk içerikli olanlardan)(Mendil kullanmayacaksanız popo pamuğu)

3) Pişik önleyici krem

4) Yenidoğan emzik ve biberon

5) Mama (emzirememe ihtimaline karşı)

6) Penye bebek battaniyesi (1 adet)

7) Mevsime göre eve götürürken de kullanabileceğiniz peluş yada yün battaniye (1 adet)

8) Havlu (sezeryan olurda bir kaç gün kalmak gerekirse bebeği yıkamak isteyebilirler)

9) İç zıbın (2-3 adet)/ çıtçıtlı badi,içten giydirmek için (2-3 adet) ( yeni doğanda göbek düşmediği için zıbın tercih edebilirsiniz)

10) Dış zıbın ve alt pijaması (2-3 adet)

11) Çorap (2-3 adet)

12) Eldiven (2-3 adet)

13) Başlık (2-3 adet) Not: Eğer hastane çıkışı aldıysanız yukarıdakiler içinde olacaktır.Kıyafetlerin sayısını doğum şeklinize hastanede kalmayı öngördüğünüz gün sayısına göre arttırabilir azaltabilirsiniz.

14) Ağız mendili,ter mendili,

15) Eğer sarılığı önlediğine inanıyorsanız sarı bir yüz mendili :)

16) Mevsim kışsa ve hastane şartlarına güvenmiyorsanız yelek.

17) Hastaneden çıkarken kullanılabilecek ana kucağı/portbebe/araba koltuğu vs.





ANNE ÇANTASI İÇİN

1) 1 takım pijama,1 takım gecelik.Her ikisi içinde sabahlık olması güzel olur.

2) Hamile sütyeni,atleti ve bol miktarda kilot. (kullan at kilotlardan da olabilir)

3) Mevsim kış ise pijama üzerine alınabilecek açık renk bir şal,yelek

4) Çoraplar (2-3 adet)

5) Terlik (giyip çıkarması kolay olsun)

6) Lohusa tacı

7) Eve dönerken giyebileceğiniz 1 takım giysi

8) Hijyenik ped (hasta bezi ve normal ped alabilirsiniz,kanama yoğunluğuna göre devam edersiniz)

9) Göğüs ucu kremi ve göğüs ucu pedi (kremin sürüldükten sonra temizlenmesi gerekmeyenlerden olması kolaylık sağlar,örneğin lansinoh)

10) Hastanede yoksa göğüs pompası (ilk etapta ucuzlardan bir tane alın.eğer sağmak zorunda kalırsanız,kısa süre içinde işe başlayacaksanız iyi bir pompa alırsınız)

11) Bakım malzemeleri( diş fırçası ,macunu,tarak,makyaj malzemeleri vb)
Not:Deodorant yada parfüm götürmeyin,terlemiş bile olsanız bebeğiniz ilk önce sizin kokunuzla tanışsın.İlla ihtiyaç duyarsanız yanınzda doğal sabun olsun.Refakatçinizden sabunlu bir mendil yapmasını isteyin ve koltuk altınızı silin.Ama parfüm kokusuyla tanıştırmayın bebeğinizi.Hatta bebeğiniz için alacağınız parfümsüz ıslak mendiller bile işinizi görecektir.)

12) Bir doğum fotoğrafçısı ile anlaştıysanız ve normal doğum olacaksa düzleştirici gibi kendinize çekidüzen vereceğiniz malzemeler.Çevrenizde gereksiz olduğununa inanan ve sizi vazgeçirmeye çalışacaklar olacaktır.Direnin.Bu sizin bebeğinizle en özel anınız.Kendinizi daha güzel ve özel hissetmenize izin verin.O telaşla gözün görmez ,amaaaan ne gerek var,ben kaç kez doğurdum hiç kullanmadım,bebeğinden kendini gözün görmez diyenlere "tabi tabi" deyin bildiğinizi yapın.Zira doğum sizin bebek sizin..

13) Tuvalet kağıdı,kağıt havlu,sıvı sabun (hastanenin hijyenine güvenmiyosanız, odanızda wc varsa temizlemek için deterjan bile götürebilirsiniz)

14) En güzel zamanlarınızı kaydedecek fotoğraf makinası,kamera,telefonunuzun şarz aleti

15) Gelenlere ikram edeceğiniz bebek şekeri,ikramlık,kolonya vs.

16) Gelen gideniniz bebeğiniz ilk gördüğünde hatıra bıraksın istiyorsanız anı defteri

Sorunsuz bir doğum,eksiksiz bir çanta dilerim :)

13 Ağustos 2013 Salı

Hamilelikte beslenme...

Hamilelik dediğimizde aklımıza hep aşerme gelir.Yani ya bazı yemeklerden tiksinilir yada bazı yemeklere karşı aşırı düşkünlük artar.Biraz da hamileliğin verdiği nazlanma isteği eklenir ve iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.

Ama eğri oturup doğru düşünmek gerekirse zorunlu haller geçtikten , mide bulantıları atlatıldıktan sonra beslenme işini ciddiye almak gerekir.Bebeğiniz için “yapamıyorum” , “yiyemiyorum”ları bir kenara bırakmak ve iyi bir beslenme düzenine girmeniz gerekir.Bunun öncelikle bebeğinizin gelişimi için şart olduğunu unutmayın.

Bunu şöyle düşünebilirsiniz;aslında beslediğiniz kendiniz değil de bebeğiniz.Sanırım o zaman işler biraz daha kolay olacaktır.



İdeal kilomdan daha fazla kilo ile hamile kaldığım için hemen bir diyetisyenden yardım aldım.Aksi halde hamileliğin verdiği mutluluk hormonlarım yemeklerle olan ilişkimi arttırabilirdi.Sürekli olarak kadın doğum doktoruma ve diyetisyenime danışarak 9 ayı tamamlamaya çalıştım.9 ay boyunca elbette her zaman verilen listelere uyamadım ama çok kilo almadan hamileliğime devam ediyorum.Bunu sağlıksız bir kiloda bebek dünyaya getirmemek , ve bebeğime bakabilmek için ihtiyacım olan sağlığımı kaybetmemek için yapıyorum.Aksi halde hareketlerimin yavaşlayacağını,çabuk yorulacağımı biliyorum.Doktorlarımdan duyduklarımı aşağıda paylaşacağım,ben bir doktor değilim bunu da unutmayalım 



1) Beslenmenin 1. kuralı artık 2 kişiyim ,2 kişilik yiyebilirim de yiyebilirim düşüncesinden uzaklaşmak.Kendimizi kandırmayalım,toplam kilosu gramlarla ifade edilen bir bebeğin sizinle aynı kaloriye ihtiyacı olması imkansız.Günlük kalori ihtiyacınızı ortalama 350 gr arttırmanız bebek için yeterli olacaktır.

2) Mide bulantılarını önlemede de faydalı olacak diğer bir bilgi ise öğün sayısının artması ,az ve sık beslenmedir.3 ana ve 3 ara öğünlerle beslenmek doğrudur.Uzun saatler aç kalmak tek bir öğünde fazla besin tüketmek bebeğiniz için kesinlikle sağlıklı değil.

3) Beslenme için özel bir diyete gerek yok.Hamilelikten önceki beslenme düzeninizi çok da değiştirmeden eksiltmeler yada eklemeler yaparak düzenleyebilirsiniz.Önemli olan her gün karbonhidrat,protein ,yağ ve vitamin gruplarından yeterli ve dengeli olarak almış olmanız.

4) Lifli gıdalar tüketmeye çalışmalısınız.Kabızlık hamileliğin sık rastlanan yan etkilerindendir ve lifli gıdalar bu durumu önleyebilir.Ayrıca lifli gıdalar hamileliğin ilk aylarında yaşanan mide bulantılarına da iyi gelir.

5) Meyve yemenin kilo aldırmadığına inananlardansanız durun!Meyve bol miktarda yendiğinde içerdiği şekerden dolayı kilo alımına sebep olur.Sadece meyve yiyerek ben çok vitamin alıyorum nasılsa diye düşünmeyin.Yalnızca meyve yeterli bir beslenme değildir.

6) Yediğiniz karbonhidratlar size gün içerisinde enerji sağlayacak olmasının yanında bebeğin gelişimine de katkı sağlar.Fazlası fazla kilo olarak geri dönecektir.

7) Yediğiniz yağlar bebeğinizin beyin ve sinir sisteminin yapı taşlarını oluşturacak ama çok alındığında yine fazla kilo olarak geri dönecektir.

8) Yediğiniz proteinler yapıcı ve onarıcı besin grubu olduğu için çok önemlidir.Sürekli artan hücre sayısıyla hızlı büyüyen bebeğinizin sağlıklı büyümesi için çok önemlidir.Aşırıya kaçmak proteinlerin vücutta sindirimi sırasında ortaya çıkan atıkların birikmesine ve böbrek rahatsızlıklarına sebep olur.Aşırı protein tüketimi söz konusu olduğunda içilen su miktarının da artırılması gerekir.

9) Süt,yoğurt,yumurta : 2 bardak olacak kadar süt ve yoğurt ile 1 yumurtayı her gün annenin tüketmesi bebeğin kemik gelişimi için gereklidir.Aslında anne içinde önemli çünkü bebek annenin depolarından ihtiyacını karşılayabilir ve annede dişlerde probleme ve kemik erimesi gibi sorunlara yol açabilir. Bu arada süt pastörize olmalı ve sütteki yağa ihtiyacımız pek yok.Yağsız süt de içebilirsiniz.

10) Beslenmenize kesinlikle eklemeniz gereken şey ise sudur.Hamilelikte 15 bardak kadar sıvı alınmalıdır.İçtiğiniz çorba,ayran vs de dahildir.Ama en azından 2,5 litresi su olmalıdır.Özellikle hamileliği yaz aylarına gelen annelerin su miktarını arttırmaları gerekir.

11) Her yerden herkesten duyacağınız hamilelikte şu faydalı bu faydalı gibi yiyeceklerin hepsini yemeye kalkmayın.Zira bir çok besin çok faydalı.Örneğin ceviz omega-3 içerir faydalıdır.Ama bu bir avuç cevizi her gün tüketmeniz anlamına gelmez.2 ceviz de yetecektir.Haftada 2 kez balık tüketiyorsanız gerek bile yok.

12) Balık demişken diyetisyenimin balık konusunda söylediklerini de yazayım.Eskiden balık diyet listelerine mutlaka eklenirken ve haftada en az 3 denirken artık haftada 2 öğünü geçmemesi için uyardıklarını söyledi.Sebebi ise balıkları iyi tanımıyor olmamız.Dip balıkları (mezgit, berlam, kefal, levrek, lüfer, barbunya, kalkan) yüksek oranda metal (civa) içeriyor ve insan bedeninde metal birikmesi bebeklerde zihinsel geriliğe sebep olabiliyor.Ton balığı ve benzeri balıklarında yağlı balıklar olduğu için sınırlı tüketilmesi gerekiyor.Balık yerken dikkat! Alternatifi de var.Semiz otu ve ceviz.

13) Hamilelikte şekere dikkat! Şeker bebeğe hızla kilo aldırabilir.Annede de kilo artışı sağlayacaktır.Ama asıl sorun yüksek kilolu bebek dünyaya getirmek(tosuncuk olmuş diye sevinsek de aslında ileriki yaşlarında diyabet hastası olma riski artıyor) annede hamilelik şekerine sebep olmak gibi kötü yan etkileri var.Bebeğinizin sağlığı ve kendi sağlığınız için şekeri minimuma indirin.Rafine şeker kullanmamaya çalışın.Yediğimiz besinlerin bir çoğu doğal şeker içermektedir ve ihtiyacımız olandan fazlasını zaten bize verecektir.

14) Hamilelikte kilo alımına yalnızca “artan kilo” olarak bakmamak gerekir.Bu sizin için fiziksel bir sorundan daha fazlası demek.Artan kilo artışı normal doğumu engelleyebileceği gibi bebeğinde sağlıksız bir kilo almasına sebep olabilir.Yani hamileyim ,kaç kez hamile kalıcamki, doğunca veririm ile kendinizi kandırmayın.Yemek yemek muhteşem bir duygudur ama artık “anne” oluyoruz ve bebeğimizin sağlığını da düşünmek zorundayız.

15) Beslenmeye ek olarak alamadığımız ya da besinlerden alsakda takviye aldığımız ilaçlar var.Örneğin demir ilacı.Demir ilacını süt ile beraber içmemeli ve içtikten en az yarım saat sonrasına kadar çay kahve gibi kafeinli gıdalar tüketmemelisiniz.

16) Gebelikte çay,kahve ve asitli içeceklerden uzak durmak gerekir.Çay özellikle demir içeren besinlerle beraber tüketilmemeli,demirin emilimini engeller.Asitli yiyecekler ise zaten hamilelik dolayısıyla baş gösterecek mide rahatsızlıklarında(yanma,reflü) artışa sebep olur.

17) Gebelikte tuz kullanımına da dikkat etmek lazım.Aşırı tuzlu beslenmek ödem yapacak,vücutta gereğinden fazla su tutulmasına sebep olacaktır.Ama bu tuzu kesin demek değil.Yeterli miktarda kullanmalı aşırısından kaçınılmalıdır.Ayrıca iyot ihtiyacını karşılayabilmek için hamilelikte iyotlu tuz kullanılmalıdır.

Sağlıklı bir hamilelik dönemi sağlıklı bebekler demektir!!

Hamilelikte uygun yatış pozisyonu

En büyük sorunum sanırım bu.

Hamile kaldığımdan beri yaptığım araştırmalar hamilelerin sırt üstü yatmaması gerektiği,sola dönük yatmanın en sağlıklı olduğu yönündeydi.İyi ya ne güzel zaten sola yatarım ben diye düşünüyordum.

Eşim hamileler için tasarlanmaış yan yatış yastıklarından aldı ama ne mümkün ben ona bir türlü alışamadım.Alışanlar kesinlikle şanslı,böyle bir sorunları kalmıyor.

28 yıldır sola yatan ben,asla ama asla sırt üstü uyuyamayan da ben..Ama hamileyken bedenin ağırlık noktası değiştiğinden mi,bebeğe yüz üstü yatarken zarar veririm düşüncesinin bilinçaltına yerleşmesinden mi nedendir bilinmez her uyandığımda sırt üstü yatarken yakalıyorum kendimi.

Birde rahat ki böyle yatmak :)

Ama bişey zararlısa zararlıdır,bile bile yapmayacak kadar büyüdüm.Bir yolunu bulmak şart oldu.Ya o kocaman hamile yastığına alışıcam yada başka bir yol bulucam.

Doktorumun söyledikleri şunlar.26. haftadan sonra yüzün tavana bakacak şekilde sırt üstü yatman kesinlikle yasak.Sağ ile sola yatmak arasında ise %5 fark var.Dönüşümlü yatabilirsin.Aksi halde sola yatmaya zorlamak vücut ağrılarına sebep olur.Ben doktoruma güveniyorum.

Ama genel olarak önerilen,hamileler için yazılmış bir çok kitap yada internette yazan bilgi ise en doğru yatış pozisyonunun sola dönük bacakların karına doğru olduğu pozisyon.

Ortak öneri ise bacakların arasına alınan yastığın işe yaradığı ki bu kesinlikle doğru.Aksi halde yan yatmak ilereyen haftalarda çok mümkün değil.

Sebeplerine gelince:
Sağa yatmak neden zararlı:Sağa yatarken kalbe dönen toplar damar sıkışır ve kalbe dönen kan miktarı azalır.Vücutta şişlikler artabilir.Kan daha geç temizlenir.Ve bebeğe ulaşacak temiz kan miktarı azalır.

Sırt üstü yatmak neden zararlı:Kan basıncını ani olarak düşürebilir.Ayrıca rahmin tüm ağırlığının bağırsaklara verilmesi kabızlık ve ileri durumda basura,sırta verilmesi ise sırt ağrılarına neden olur.

Yüz üstü yatmak neden zararlı:İlerleyen haftalarda bebeğe baskı yapacak bir pozisyon olduğu için zararlı.

Çıkardığım sonuç şu.İlk 3-4 ay nasıl yattığının bir önemi yok ama o zaman alıştırmak lazımmış sonra zor oluyor.Mümkün mertebe sola yatmalı ama gece sağa da dönebiliriz.Fakat sırt üstü ve yüzüstü yatmakdan kaçınmalıyız.

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Bebek alışverişi...

Bebeğin gelmesine az kaldı.Alışverişe başlama vakti geldi.Peki neler almalıyız?

Başlıklar halinde toplamaya çalışalım.


BEBEĞİN ODASI İÇİN

1) Eğer bir odanın tamamı bebek için düzenlenecekse oda takımı.(Eğer ebeveyn odasında olacaksa büyüyen beşik,park yatak,sepet yatak seçeneklerinden biri yeterli olacaktır)

2) Avize

3) Halı

4) Gece lambası

5) Duvar için raf (Oyuncaklarını koymak, odayı hareketlendirmek için kullanılabilir.)

6) Kirli sepeti (Alternatifi kapı arkasına asılabilen kirli torbaları.)

7) Bezleri atmak için çöp kovası (Ben gereksiz buluyorum.)

8) Yatak için nevresim takımları,mevsime göre pike takımları,battaniye, yorgan(Yorgan 1 yaşına kadar boğulmalara sebebiyet verdiği için önerilmiyor.)Yatak ile beraber alınmadıysa uyku seti(Yatağın yan korumaları ile birlikte)

9) Yatağa takılabilecek dönence.

10) Bakım ürünlerini koymak için kullanılabilecek bir sepet.(Tercihen bir yerlerinde ayıcıklar falan olan.Sonra oyuncaklar içinde kullanılabilir)


BEBEK İÇİN

1) Bebek arabası(tercihe göre travel sistem,baston,3 teker ,4 teker :) kendinize araba almaktan daha zor bir karar )

2) Ana kucağı ( evde iş güç yapabilme,temel ihtiyaçları giderebilme gibi durumlarda üzerinde bırakılacak faydalı alet,tabi bebeğiniz yatan bir bebekse)

3) Kanguru (Şart değil,1 saatten fazla üzerinde bırakmak doğru değil,her bebek için kullanışlı değil tamamen tercih meselesi)

4) Uyku tulumu

5) Oyun yatağı (Tercihen uzanabileceği bir aparatı olsun.Yani yukarıdan aşağıya doğru sarkan oyuncaklar olan,emekleyene kadar kullanacak)

6) Burun aspiratörü (Minik burnu dolabilir :) )

7) Sterilizatör ( Çok gerekli olduğunu düşünmüyorum,gerektiğinde kaynatılabilir.Ve çok fazla steril olması bebeği fazla hassas yapabilir.)

8) Ateş ölçer (En önemli ihtiyaç,tartışmaya açık olmakla birlikte temassızlar tercihim,bebeği bunaltıp ateşini arttırmamak gibi bir kolaylığı var)

9) Nem cihazı (Kaloriferli evlerde ihtiyaç olabilir.Ama kalorifer peteğine su dolu bir kap asmak,ıslak havlu asmak,camı açarak sık havalandırma yapmak gibi basit yöntemlerle bu ihtiyacın önünede geçilebilir)

10) Kış bebeği ise mont niyetine astronot da denilen tulumlar.( Bir çok kullanıcı giydirmenin zor ,çok sıcak tuttuğu için yürüme mesafesi gidilmeyecekse gereksiz olduğundan bahsetmiş.Bebeğim kış bebeği ve almayı düşünmüyorum.İhtiyaç olursa olduğunda alınabilir önceden almamak daha doğru sanki.)

11) Su termometresi (Elle ayarlayamam diyenlere,temassız ateş ölçer alacaksanız onlar ölçüyor gerek yok.)

12) Oda termometresi,nem ölçer ( Her ikisi Arzum'da tek bir alet.Oda sıcaklığının yükselmesini engellemek için gerekli.Bebeği aşırı sıcağa alıştırmamak için önemli.Yine oda sıcaklığını temassız ateş ölçerlede ölçebilirsiniz.Ama nemide ölçmesi güzel,hava kurursa önlem alabilirsiniz.)

13) Fırça seti (Bebeğin saçlarını taramak için ,şart değil ama keyifli)

14) Biberon, emzik ve biberon temizleme fırçası (Bebeğinizin anne sütü alacağını varsayarak sadece 1 adet yenidoğana uygun,mümkünse cam bir biberon alınabilir.Eğer emmeyecek olursa o zaman devamını alabilirsiniz.Emziğide bebek almayabilir sadece 1 adet yine yenidoğana uygun bir emzik alınabilir)

15) Tırnak makası

16) Kulak temizleme çubuğu (Çok dikkatli ve yalnızca gerektikçe kullanılmalı)

17) Güvenli uyku yastığı (Bebeğin yan yatmasını sağlar,sırt üstü yatmasını engellediği için uykusunda boğulma ihtimalini ortadan kaldırır.Tercih meselesi şart bir ihtiyaç değil.)

18) Boğulma önleyici yastık (Delikli bir yastık.Kusma anında bebeğin boğulmasını engeller.Tercih meselesi,ince bir yastık aksi halde yastık ile yatış önerilmiyor)

19) Çamaşır yıkama filesi (Minik çorapları makinanızın aralarından sızabilir)



Banyo malzemeleri

20) Banyo küveti(Tek küvet alınabileceği gibi ayaklı yada katlanabilen modeller tercih edilebilir.)

21) Küvet içine sünger,bebeği üzerine yatırmak için (Eskiden bebeğin çıkarılan çamaşırları yada bir battaniyesi koyulurdu ya hani ona alternatif.)

22) Bebek lifi-süngeri (İlk 1-2 ay belki sadece el bile yeter,çok yumuşacık bişey olmalı)

23) Banyo sabunu

24) Şampuan

25) Banyo köpüğü ( Keyifçi bir bebekse ,vaktiniz çoksa, eviniz kaloriferli ve bebek banyoda üşümeyecekse)

26) Banyo havlusu/bornozu (Kimileri için ilk aylar havlu daha kullanışlı ,tercih meselesi)



Popo malzemeleri

27) Yeni doğan bezi (Hemen stoklama yapmayın ,çabuk büyüyecekler.)

28) Alt alma minderi / Hazır satılan,yanınızda rahat taşıyabileceğiniz ve kullan at yapılabileceklerden de tercih edebilirsiniz.

29) Islak mendil ( Sadece su ve pamuk olanlardan tercih edin örneğin unibaby)

30) Popo temizleme pamuğu ( Eğer ıslak mendile güvenmiyorsanız,bebeğiniz sürekli pişik oluyorsa iyi bir alternatif.E-bebek mağazalarında var)

31) Pişik önleyici krem (Her bez değiştirmede kullanılmalı,pişik olduktan sonra iyileştirici özelliği yok.)

32) Bebe yağı,Masaj yağı (İlk aylar önerilmez)



Diğerleri

33) Terlediğinde sırtına koyabileceğiniz mendiller

34) Ağız mendilleri

35) Ağız mendillerinin kumaşından yapılmış eşarp boyutunda bir havlu( Banyo havlusu ile kullanmak için.Bebeğin ilk suyunu alıp giydirene kadar ıslak havluda kalmasını önlemek için)

36) Çamaşırlarını yıkamak için sıvı deterjan ve yumuşatıcı (Deterjanlarını az kullanmakda fayda var,granül sabunlarda kullanılabilir)

37) Bebeğin ilk ultrason fotolarını ,ilk çektiğiniz fotoları saklayabilecek bir albüm

38) Bebek şekeri (Bebeğinizi görmeye gelenlere verilebilecek minik armağanlar,minik kurabiyelerle beraber verilebilir)



BEBEK İÇİN KIYAFETLER

Bu başlığın altındaki maddeler kişisine ve bebeğine göre değişkenlik gösterebilir.Çok heyecanlı,ilk bebeğini bekleyen anneleri az kıyafetin yeteceğine inandırmak zordur (benim gibi).Bebek kusan bir bebekse ,altına çok dolduran sürekli ishal olan bir bebekse çok giysi değiştirirken kimi bebeğin buna çok ihtiyacı olmaz.

Birde bebeğinizin ne kadar doğacağını bilmememiz de başka bir faktör.Yani eğer kilolu bir bebek olarak dünyaya gelirse ayaklı tulumlarını belki hiç giydiremeyebilirsinizde.Alışverişinizde herşeyi 0-3 ay almayın bazıları 3-6 ay olsun.

O yüzden temel ihtiyaçları az alıp bebek doğduktan sonra ihtiyaca göre devam etmeniz önerilir.

1) Hastane çıkışı (tercilen 5li 10lu 20li seçenekleri var)

2) İç zıbın, eğer hastane çıkışınızda yada takımlarınızda varsa almayın(2 adet yeterli,çıtçıtlı badiler zıbın yerine kullanılabilir.belki göbeği düşene kadar zıbın daha güvenli olabilir)

3) Bol bol her boydan çıtçıtlı badi.Bu badilerin kışın kullanılacaklarını çok renkli almamak lazım,üzerine mutlaka başka bişey giydirileceği için içerden ilginç renkler parlamasın,ekru alınabilir. Yazın giyecekse en cicili bicililerden olsun :) )

4) 2-3 adet tulum.(Bez değiştirme göz önüne alınarak rahat kullanılacaklardan.Ayaklı tulumlar boyu uzun bebeklerde kullanılamayabilir çok almayın)

5) Tek pijama altları (Çiş kaka sorunsalı için)

6) Çoraplar,mevsime göre patik.

7) Terli uyandığında üzerine alabileceğiniz yelekler.Bir kaç boy olsun.

8) Mama önlükleri.(çok minik ve tamamen penye olanlar çok leke tutar kullanışsız olur.Kullanılan malzeme ezilen meyvelere vs dayanıklı kumaşlardan olsun.Hatta kollu olanlardan da 1-2 tane alabilirsiniz.)

9) Alt üst takımlar

10) Penye battaniyeler ,orgü battaniyeler ,polar battaniyeler.(Evde çok sıcak tutanlara gerek yok ,sıcağa alışmasın)

11) Görüp beğendiğiniz bu benim yavruma çok yakışır dediğiniz herşeyi ekleyebilirsiniz.Abartmamak şartıyla :)



BEBEĞİN ANNESİNE

1) Hamile külotu,sütyeni,atleti

2) 3.aydan sonra kullanım için çatlak önleyici krem(Alternatifleri olan yağlar da olabilir)

3) 30.haftadan sonra kullanım için göğüs ucu kremi (Lansinoh emzirirken silinmesi gerekmeyenlerdenmiş )

4) Göğüs ucu pedi

5) Doğum yakınken yatağa su geçirmez alez kullanmakta fayda var.Uykuda bebeğin suyu gelebilir hemen temizlenemez ve yatak kullanılmaz hale gelebilir.

6) 1 gecelik,1 pijama takım.Sayı tercihen arttırılabilir.Sabahlıklı olanlar ve emzirme için uygun olanlar tercih edilmeli,kısa kollu olmasıda kış bile olsa daha uygun.Serum takılması yada tansiyon ölçmek için kolaylık olur.Kışın bile hastaneler sıcak olur.

7) Disposable külot-kullan at olanlardan ( Bulması zor,şartmı bilemiyorum)

8) Emzirme yastığı (Özellikle sezeryan olunca işe yarar)

9) Lohusa taçları (Kırmızı tercih edilebilir.Eskilerin al basması dedikleri şeyden de korunmuş olursunuz,ne kadar gerçek bilinmez ama :) )

10) Hasta bezi ,hijyenik ped.(Stoklamayın,kanama durumunuza göre birine devam edersiniz.)

11) Emzirme öncesi hastanede ayağa kalkmak el yıkamak mümkün değilse kullanmak için antibakteriyel jel.

12) Hastanede kullanmak için terlik götürmeyi unutmayın.

13) Göğüs pompası.(Eğer evde olacaksanız ,süt sağıp bırakmayacaksanız gerekli değil,hastanede sütünüz artsın diye hastaneye ait olanları kullanabilirsiniz.Sık emzirmek yeterli olacacktır olmazsa alırsınız)

14) Çalışacaksanız ve süt sağıp bırakacaksanız süt saklama poşetleri.

15) Süt arttırıcı malt içecekler,humana çay,lohusa şerbeti vs gibi takviyeler.En önemlisi bol sudur ama unutmayın !

16) Anne çantası. (Anne kullanacağı için istediğiniz büyük boy bir çanta da olabilir.)

17) Emzirme önlüğü (Bebeğinizi istediğiniz yerde rahatça emzirmenize yarar.)


Tüm bunlar kişiye göre,ihtiyaca göre,bakış açısına göre,maddi imkanlara göre artabilecek yada azalabilecektir.

İyi alışverişler..

Hamileliğe hazırlık...

Hamile kalmadan önce yapılması gereken ilk şey anne ve baba adayının aynı anda hazır olup olmadıklarını konuşmalarıdır.Eğer bu konuda bir karara varılmış ise diğer yapılması gerekenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:


1) Yaşadığınız yerde sürekli gideceğiniz bir kadın doğum doktoru seçin.Seçiminizi daha sonra o doktorla (hastanede ise o hastanede) doğum yapma ihtimalinizi de düşünerek yapın ki uzun süreli gidebilesiniz.Aynı doktorun kontrolünde olmak hasta-doktor ilişkisinin erken başlaması doktorun hastaya tam olarak hakim olması açısından fayda sağlayacaktır.

2) Seçtiğiniz doktora giderek ilk muayenenizi olun.Fizyolojik olarak bir problem olup olmadığına zamanında bakılması anne olmayı planladığınız tarihin gecikmesini önler.Bazı kan testleri de isteyecek ve hamileliğinize engel bir durum olup olmadığına bakacaktır.Ayrıca size folik asid gibi bir takviye verecektir,bebeğiniz için düzenli olarak almaya başlayın.

3) Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zamanı not alın ve 1 yıla kadar uzayabilecek bir süre stres yapmadan korunmayı bırakın.Bukadar bir süreyi kendinize tanıyın.Ama varolan bir hastalık,ilerlemiş yaş vs faktörler varsa 2. basamakta doktorunuz sizi uyaracaktır ve gerekliyse erken bir tedavi yolu önerecektir.

4) İdeal kilonuzu bulun.Çok kilolu olmak hamileliği zorlaştırabilir(tecrübeyle sabittir,kilo verdikten sonra hamile kalabildim). Ayrıca yüksek kilo hamilelik şekerine sebep olabilir.Kan basıncını da arttıracaktır.Yüksek kilolu hamileliklerde normal doğum yapmakda zorlaşır.Tam tersi ideal kilodan daha düşük kiloda olmakda hamile kalmayı zorlaştırır.Ayrıca düşük ağırlıklı bebek dünyaya getirme olasılıklarıda artar.

5) Normal doğum yapmak istiyorum diyorsanız demekle olmaz!!! Hemen egzersizlere başlamalısınız.Yürüyüş yapmak güzel bir egzersiz olabilir.Gebe kalma planlarınız olduğu için bu durumu göz önüne alarak yapabileceğiniz bir çok spor mevcut.Hatta bilinçli bir yardımcıyla spor salonlarından da yardım alınabilir.

6) Artık anne-baba olmaya karar verdiğinize göre sigara ve alkol alışkanlıklarınızı gözden geçirin.Sadece siz değil eşinizinde uzak durması gerekir.Alkol ve sigaranın sperm kalitesini düşürdüğünü unutmayın.

7) Dişçiniz ile bir randevu ayarlamak için doğru zaman.Hamile kaldığınızda yaptıramayacağınız yada yaptırmakta zorlanacağınız işlemleri yaptırmalısınız.

8) Aşılarınızı kontrol edin:Hamilelikte kızamık ve su çiçeği geçirmek tehlikelidir.Yapılmamış aşılarınızı yaptırın.Tetenoz için bekleyin hamilelikte yapılabiliyor.

9) Bağlı bulunduğunuz sağlık ocağına giderek başvurunuzu yapın ve hemşireniz ile tanışın.Sizi takip eder ve olası hamilelik durumunda aşılarınızın vs takibini yzpzar.Kan tahlillerinizi de yaptırmanız için basit bir seçenek.

10) Eşinizle kan grubunuza bakarak kan uyuşmazlığı probleminiz var mı kontrol edin.Varsa neler yapılabileceği ile ilgili bir araştırma yapmalısınız.

11) Adet günlerinizi her ay not edin.Yumurtlama zamanınızı takip edin.Bunu ovulasyon testleri kullanarak,vücut ısınızı ölçerek,akıntınızı kontrol ederek yapabilirsiniz.Yumurtlama zamanınızı bilmek ve o günleri değerlendirmek hamilelik ihtimalinizi arttıracaktır.

12) Söylendiği kadar kolay olmasada sürekli bebek fikrini düşünmemeye çalışın.Stres yapmak adet döngüsünüde olumsuz etkileyeceği için hamile kalmayı zorlaştıracaktır.Tabi bu basamak söylemek kadar kolay uygulanan bir basamak değil.Bunu bildiğim için önerim bebek sahibi olmayı planladığınızla ilgili çok kişiyle paylaşımda bulunmayın.Sizi anlayamayacak ,bu sıkıntıları yaşamadan çocuk sahibi olanlar,ailenizde olup size baskı yapan kişilerden uzak durun,hiç değilse bu konuda paylaşımda bulunmayın.Aksi durum stresini arttırmaktan öteye gitmeyecektir.


Hazırlıklarınız tamam,gerekli süre bitmiş ise ve hala gebelik yoksa zaman kaybetmeden infertite(kısırlık) araştırmalarına başlayabilir ve doktorunuzla daha sıkı randevulaşabilirsiniz..İhtiyaç duyulmamasını dilerim..

Eren Çınar'ın ilk tekmeleri..

Hamile olduğum zamanları hayal ettiğimde sanırım hayal gücümün etkisiyle ilk günden son güne kendimi farklı hissedeceğimi hayal ederdim.İlk günden itibaren bebeğimi farkedeceğimi sanıyordum.Hamileliğin kutsallığı ve o zamanlar için bana ulaşılamaz gelmesi sanırım böyle düşünmeme sebep oluyordu.

Ama öğrendiğimde bambaşka şeyler düşünmeye başladım.Kaygılar belki yoğunlaşmamı engelliyordu ama aslında rutin hayatımda herhangi bir değişime sebep olmadığından neler hissetmem gerektiğini bilemiyordum.Mutlak bir mutluluk vardı,daha pozitiftim bu kesin.Hatta otobüslerde ,sokaklarda ,ev oturmalarında çok ağlayan,yaramazlık yapan bebeklerden bunalırken onlara olan tahammülümün arttığını hissediyordum.Tanımadığım çocuklar otobüste aslında sadece oyun oynamak için ,dikkat çekmek için saçımı çekiştirdiğinde dönüp "kötü teyze" bakışları atıyorken artık o çocuğa dönüp onunla ilgilenmeye,konuşmaya ve beklediği şımartılma isteiğini karşılamaya çalışıyordum.

Peki benim bebeğim neredeydi? Karnıma bakınca yok,hissetmeye çalışınca yok.Sadece doktora gidince ekranda gördüğümüz bir kesecikten ibaretken gerçekliğini kavramak gerçekten zor.Sadece biliyorum o orada.Ama hissedemiyorum.Üzüldüğüm zamanlar oluyordu neden ben çocuğumun varlığını içimde hissedemiyorum diye.Doktor randevularının arası açılınca hamile olduğuma olan inancım tükeniyordu ve doktora gitmek orada olduğunu görmek istiyordum.Sırf bunun için ikinci bir doktora daha gitmeye başladım.Gidip bebeğimi gördüğümde rahatlıyor ve yine bir hafta içinde orada mı hala diye düşünmeye başlıyordum.

Ta ki 21. haftaya kadar bu böyle sürdü gitti.Belki hamileliğe ilişkin belirtiler yaşasaydım inanmak kolay olabilirdi.

21. hafta muhteşem bişey oldu.İçimde bir yerlere bir parmak vurup kaçıyorlarmış gibi ,baloncuk patlıyormuş gibi,içeride bişeyler dönüyor gibi...İnanmakta zorlanıyorum.Acaba ben mi öyle olduğunu hissetmeye zorluyorum kendimi diye.Zamanla ben dinlenme pozisyonuna geçtiğim her anda olmaya başladı.Doktora sorduğumda onlar bebeğinin hareketleri dedi.Ve ben kendimi mi kandırıyorum sorusunu bir kenara bıraktım ve bu muhteşem duyguya teslim oldum.

Şekerli gıdaları hamilelikte gereksiz kilo almamak ,hamilelik şekerine sebebiyet vermemek için tüketmiyorken hareketleri arttırıyor diye yemeye başladım.Ben yedikçe daha çok "pıt" "pıt" hissetmeye başladım.Bazen babacık bile hissetti.Ve yavaş yavaş arttı..

Şimdi 23. haftasında ve gün içerisinde belli aralıklarla bana "ben burdayım ve iyiyim" mesajı veriyor.Şimdi oğlumu tüm hücrelerimde hissedebiliyorum.Daha önce onunla konuşurken kendi kendime konuşuyormuşum izlenimine kapılıyordum,şimdiyse sanki karşımda ve beni dinliyor gibi konuşuyorum.Ona muhteşem babasını onu heyecanla bekleyen diğer aile bireylerini anlatıyorum,ne kadar çok sevdiğimi ve sevgimin her geçen gün nasılda arttığını anlatıyorum.Tüm ömrü boyunca yanında olacağımı,düştüğü zamanlarda elinden tutup kaldıracağımı ,koşulsuz sevgisimi ona sunacağımı,başarılarında kocaman çığlıklarla yanında olup başarısızlıklarında sırt çevirmeden destekleyeceğimi anlatıyorum.Sadece annemi sevmekten bildiğim anne olma duygusunun nasılda şekil değiştirerek dağlaştığını anlatıyorum.Biz gün boyu konuşuyoruz oğlumla o da bana bazen minik hareketleriyle cevap veriyor.

Şimdiden oğlumla iyi anlaşıyoruz...

11 Ağustos 2013 Pazar

Hamileliğimin ilk 3 ayı,tıbbi terimiyle 1.trimester

Aman aman hamileyim,uçan böcekler,havalarda bir beden,içimde uçuşan kelebekler falan olmalı dimi :)

Ama yok öyle bişey.Neden mi??


12-13 aydır o kadar çok denenmiş negatif testlerden sonra çok da süpriz olamazdı.2 ay önce bir kimyasal gebelik tatsızlığı yaşamıştık ve daha korkusu genizlerimizde üzüntüsü iliklerimizde kalmıştı.Beklenen tarih gelmesine rağmen kanama başlamamış ama evde yapılan testlerde hep negatif çıkmıştı.Yine stresten bu işin rotası şaştı üzüntüleri bi yana içimde bir ümit,negatif olması ihtimaline inanmaya duyulan isteksizlik derken bir sabah erkenden çıkıp kan tahlili verdim.

Eşim uykusundan uyandığında verdiğim tahlilden habersizdi.Negatif işte neden kendini üzüyorsun diyordu.Yersiz yere kendimi üzeceğim diye düşündüğünü bildiğim ve her üzüntüme üzüldüğünden emin olduğum için söylemedim.Kimyasal gebelik zamanında da beni avutmak için kendi üzüntüsünü gizlemek zorunda kalmıştı.Hamileliği hep anne olarak bencilce kendimize adasakta baba olmak için bebeğinin doğmasını beklemeyen baba adaylarıda olabiliyor.Bizim baba öylelerden.Önce ben kadar sevinmiş sonra ben kadar üzülmüştü ama beni teselli ederken ben bencilce davranmış ve onun üzüntüsünü gözardı etmiştim.Bu sefer onu üzmeyeceğim diye karar verdim ve tahlili tek başıma verdim.

Sonucunu aldığım an kesinlkle ilk cümleden yazanların yaşandığı andı.Mutluluktan açılan ağzımı kapatmak için baya bir zorlandım ben.Kuaföre gideceğim diye evden çıkmıştım ve testi elime aldıktan 5 dk sonra kuafördeydim.Dişlerim dışarıda,az önce komik bir olaya tanık olmuş gibi bir yüzle...Sorsalar söylemem önce babası bilmeli.Ama sorulmayacak gibide değil.Kendime gelmem zor oldu.Sürekli içimden hiç durmadan "şükürler olsun" diyordum.Tamamen bilinçsizce.Kaç kez tekrarladım bilmiyorum.

Sonrası ise bilinmezlikler kapısının açılmasıyla pek de kelebekli böcekli değildi:)

Eğer şanslı annelerdenseniz bebeğiniz biraz büyüdüğünde öğrendiyseniz bu bilinmezliklerin çoğunu tanımayacaksınız demektir.Önerim sabırlı davranmak doktora gitmek için şüphelendiğiniz zamandan sonra en azından 10 gün beklemenizdir.

Ben o şanslılarda değildim.Bhcg değeri 5 den büyükken testin poztifliğinden bahsedilir ve ortalama olarak 2 günde bir iki katına çıkar.Düşünün ki benim değerim 23 idi.Bu daha herşey için yolun başı demek.Tüm olumsuzlukları atlatana kadar korkmak,telaşlanmak demek.

Hala babacık bişey bilmiyordu çünkü onu üzülmesi ihtimaline karşı korumak istiyordum.Doktor kan testini tekrarlayıp bakacağımızı şuanda gebelik var yada yok demek için erken olduğunu söyledi.2 gün sonra tekrar hastanedeydim.Beklediğim şey testin değerinin iki katına çıkmasıydı.O iki saatin nasıl zor geçtiğini söylememe bilmem gerek var mı?Ama yine "şükürler olsun" dedirten o sonuç..sonuç 52

Yeniden bir sevinç dalgası...Yine kelebekler..Bu sefer kelebekler çoğalınca babaya söyleme isteği tavan yapmış.Yakında doğum günü var süper bir hediye olabilir ama beklemek ne mümkün.

Güzel bir süprizle söylediğimde baktığım yüz o bebeğin tam da olması gereken insandan olduğunu bana gösterdi.Bu haberi aldığı anda baba oluverdi.O sevinci zaten aşık olduğum adama iki değilde bilmem kaç katına daha çıkardı söylemek güç.

Ama hala hamileyim demek için çok erken.Ortada sadece bir kan değeri var ve bu çok yetersiz.

Sabretmemiz gerek ama günler geçmiyor.Sırada dış gebelik mi sorusu var.Ya yolunu kaybeder ve tutunmaması gereken bir yere tutunursa...

Sonra kese göründü.yine biraz sevinç ama korkular bitmedi o kadar kelebekli değil.

Hala kan testini tekrarlıyoruz birden artış oldu acaba mol gebelik mi?

Sırada acaba embriyo oluşacak mı sorusu.Yani ya boş gebelikse??sonra araştırmalar..Doktorun ağzından çıkan yolk sac da ne? Sağlık ocağındaki hemşire bizi rahatlatıyor.O göründüyse tamamdır boş gebelik olmaz.Ama beklemek zor.

Sonra evet sonunda embriyo oluştu.Yanıp sönen beyaz bir ışık.O kalp atışları...İşte şimdi gerçek kelebekler.Babacık heyecanlı "gördün mü pıt pıtları" diyor.Doktor gülümsüyor..


Bu arada nasıl oluyorsa ilk 2 ayımız geçmiş oluyor..Bebeğimizin kalp atışlarını 8.haftada görebiliyoruz.Hamilelik hesabındaki ilk 2 hafta aslında hamile olunmayan hafta(son adet tarihi hamileliğin başlangıcı kabul edildiği için) sonraki haftalar hücreler birleşti yerleşti büyüdü görünecek hale geldi diyene kadar oldu 2 ay..

Bebeğinizle birlikte vücudunuzda değişen hormonların yan etkiler başlıyor.Bu belirtiler herkesde farklı farklı olabiliyor.Ben sadece her kafamı yastığa dayadığımda uyudum.Başka hiçbir belirtim olmadı.İlk baştan itibaren bu bebeği çok istediğime ve keyifli bir hamilelik yaşayacağıma inandırdım kendimi.Çabuk yoruldum 3 ay bol bol uyudum ama bunlardan başka ne bir bulantı ne bir aşerme yaşamadım.Biraz da bünyedendir diyeyim zira ne kadar istesede bu 3 ayı çok zor atlatanlar olur..Mide bulantıları,kokulardan rahatsızlık duyma,kendi yaptığı yemeği yiyemememe vs vs..Ben bu konuda şanslı olan gruptandım.


Mide bulantılarınız olursa neler yapılabilir?
Sabah uyandığınızda yataktan kalkmadan kuru atıştırmalıklar(yağsız tost,kızarmış ekmek,tuzlu çubuk) yemek.Sık aralıklarla mideyi çok doldurmadan yemek yemek.Yemeklerde ağır yiyeceklerden uzak durmak(kızartmalar yağlı ve keskin kokulu yiyecekler),suyu içerken tek seferde içmek yerine yudum yudum sık sık tüketmek(su hamilelikte çok önemli günde 3 lt sıvı tüketilmelidir,en azından 2 lt sinin su olmasında fayda var).Ayrıca yediğinizde rahatsız eden ,mide bulantısını tetikleyen yiyeceklere dikkat ederek onları tüketmekten kaçınmak gibi önlemler alarak bu dönemi daha az zorlukla geçirmek mümkün.Buna rağmen mide bulantıları kusmalar devam ediyorsa ,ani ve yüksek kilo kaybı varsa doktorunuza danışarak nasıl bir çözüm bulunacağına birlikte karar vermelisiniz.Hamilelikte kullanılan bazı vitaminlerde mide bulantılarını tetikleyebilir.Doktorunuzdan aynı özellikte farklı bir ilaç talep edebilirsiniz.



İlk başlardaki soru işaretlerini saymazsak,korkularımı unutursak 1. üç aylık dönem keyifliydi.Çoğunlukla hamileliğimi unuttum bile.Ev işide yaptım,öğrencilerimin peşinde de koştum.Aşermiyosun yalandan da olsa eşine nazlan diyenler oldu ama gerek kalmadı beni her türlü nazlayan,elimdeki işleri alan,ben söylemeden istemeden peşimde dört dönen muhteşem bir eşe sahiptim zaten.Birde şımarıklık yapıp onu gece gece sokaklara atmadım.Birlikte acayip mutluluk dolu bir balonun içine girdik ve ilk 3 ayı bitirdik...

hamileyim , eşime nasıl söyleyeceğim?

Anne olacağını öğrenen tüm anne adaylarının aklına gelen bir sorudur.Tabi testi babayla yapmamışlarsa :)

Kendim için zamanında yaptığım bir kaç araştırma ve kendi düşündüğüm fikirleri aşağıda sıralayacağım..Ama sanırım size sadece fikir verecek.Zira okurken aklınızdan bir çok fikir geçirip sizin için özel olanı yine kendiniz bulacaksınız.

1) Baba adayının tuttuğu takımın bir büyük birde bebek formasını alıp hediye paketi haline getirmek.

2) Babanın iş yerine bir kurye ile emzik yollamak.

3) Tüm aileyi bir araya toplayıp güzel bir yemek düzenlemek,yemeğin ortasında üzerinde "ben geliyorum güzel ailem" gibi bir yazı yazan bebek figürlü bir pastayı kondurup tüm ailenin heyecanını toplayıp büyük bir sinerji oluşturmak.(aileci olanlar için)

4) Sabredebilecek anneler için(düzgün bir bebek resmi hemen elde edilebilecek bir şey değil) bebeğin ultrason resmini tisörte bastırmak.

5) Başarabilecekler için edebi bir mektup yazmak.

6) Evlilik planları bekarken nerede yapıldıysa(düzenli gidilen nostaljisi yüksek bir mekan varsa) oraya gidip yeni planları yapma vakti geldi mesela "bebek odasını nereye yapacağız son 9 ay gibi" bir cümleyle lafa girmek,devamı gelir.

7) Bir bebek tulumu alıp göbek hizasına koyup kendi resminizi çekmeniz ve babanın telefonuna göndermeniz.

8) Evin dış kapısına büyük bir afiş hazırlamak.Baba kapıya geldiğinde görecek.Örneğin bebek resimleriyle süslenmiş afişde "babasının yavrusu geliyor.." " 9 ay sonra 3 kişiyiz" " daha bir mercimek tanesiyim ama 9 ay sonra buralar benim" gibi gibi...

9) Bir video hazırlamak ve akşam bir film kiraladım diyerek izletmek.bir şişe şampanya yada alkol kullanılmıyorsa patlamış mısır ve çay eşliğinde bir koltuğa sıkışıp izleme...İlk tanışmanızdan başlayan resimlere duygularınızı anlatan yazılar ekleyebilir sonunada ultrason resmi ekleyebilirsiniz.Başlarken aaaaa fragmana bak ne ilginç falan diyerek ortamı hareketlendirebilirsiniz..

10) Telefonla arayıp ben hamileyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim diye bir çığlık atmak da değişik bir fikir olabilir,hiç değilse zahmetsiz:) Bu arada eşinizin bir iş toplantısında ,ciddi bir yerde,cenazede taziyede olmamasına dikkat etmek lazım tabi.Baba ne yapacağını şaşırıp ani tepkiler verebilir :)



Ben bunlardan hiçbirini yapmadım.Bizimki başkası için önemi olmayan fikir oluşturmayacak sadece bizim için kıymetli bir zamanın paylaşımıydı..

Geri dönüp hatırlayacağınız anlar biriktirmek evlilikte iyi temeller atmak,evliliğin üzerine koymak,basamak oluşturmak için kıymetlidir.Böyle zamanların değerini bilmek gerekir :)güzel değerlendirmeniz dileğiyle..

bebek sahibi olmaya ilk karar veriş...

Bir gün bir adam/kadın karşınıza çıkar ve "ben"liklerinizden kurtulup "biz" olmaya karar verirsiniz.Herkese duyurulur,şenlikler kurulur dünya evine girersiniz.

Bu ciddi bir iş olmakla birlikte bir arkadaşımında deyimiye "evli-bekar" hayatınız çok da ciddiyet gerektirmez.Aşkla dolup taşmak,sevmek sevilmek ,gezmek eğlenmek,yemek içmek ,sohbet muhabbet derken zaman ilerler.

Zamanla vücuttaki hormonların anne aday adayını ele geçirmeye başladığını görürsünüz.Yeni doğan bebeklere içi gider,bir anaçlık gelip oturur.varsa yakındaki yeğenlere evlat gözüyle bakmaya ve "acaba tüm sorumluluğunu alabilirmiydimki " diye sorular sormaya başlanır.Eğer anne aday adayının hormonları babanınki ile çakışırsa ne ala karar verme süreci kısalır.Ama bazen babanın kendini hazır hissetmesi zaman alır ve ortak paydada buluşmak zorlaşır ve süreç uzar.Tam terside mevcuttur tabi.Baba aday adayı deli gibi bebek özlemi çekmeye başlamışken anne aday adayı kendini hazır hissetmez.

Velhasıl en doğru zaman hem anne hemde baba aday adayının birlikte karar vermesi ve bu karara kuvvetle tutulmasıyla olur.

Sonrası kolay... demek isterdim...Artık yediğimiz içtiğimizden midir,artan teknolojiden midir,çeşitli türemiş hastalıklara karşı içtiğimiz ilaçlar,bir şekilde vücudumuza giren kimyasallardan mıdır vs vs bilinmez karar verdikten sonra bebek sahibi olmak kısacık süren bir süreç olamayabilir.Bu kanıya çevremden bir çok örnek görerek karar vermiş bulunmamla birlikte aksi örnekte çok olduğu için genelleme yapmak doğru olmaz.


Dilerimki yazıya okuyan herkes o şanslı grupta olsun ve özlemini çok uzun süreler çekmeden bebeğine kavuşsun...