16 Mayıs 2014 Cuma

SOMA 'DA GÖMÜLEN BİZİM İNSANLIĞIMIZDI

"Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor,
Yanımda ölü arkadaşlarım.
Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.
Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın,
Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım.
Işığım azalıyor, hoşçakalın.." 1

Mayıs ayının 13'ünde gün kapkaraydı.Karanın tonu olur mu bilmem ama bu karaların en koyusu..Git demek istiyorum kara bulutlara git ve geri gelme..Doğru olmasın haberler.Her geçen dakika artan kayıp haberleri..Nefesler durmuş.Kalpler sıkışmış...

Ne anlatıyorum ben ? Kendi acımızı mı? Yüreğimize düşen koru anlatıyorum ha..

Şimdi babasız kalan çocuklar ne haldedir? Yitip gitti mi dün gece sofra başında oturan babası,gitti mi yerin katlarca altından ekmek getiren ,az görüp çok sevdiği, koca yürekli kahramanı?
Anası yalnız mu uyudu günlerdir? Nasıl koydu başını yastığa yanındaki boşluk kocaman dururken?Yüreğindeki yangınla nasıl örttü üzerini.
Nasıl gömdü evladını babalar,nasıl dayandı analarının yüreği..Yangın yürekleriyle nasıl ,nasıl?
Bir gün önce şakalaştığı kardeşine elveda diyebildi mi kardeşi? Nasıl denir ki?
Tüm erkeklerini yitirmiş bir evde kadınlar nasıl sarar ki bebelerin kalp göçüklerini ?

Şimdi onlar daha inanamamışken bu felakete bizim boğazımıza düğüm olmuş olsa ne yazar olmasa ne? Biz ne gördük ki sıcak evlerimizden.Elinde ekmeğiyle gelmiş kocalarımız,şenlik saçan çocuk cıvıltılarımızla akşam yemekleri yerken , biz ne gördük ki? Ellerimizde telefonlar kardeşlerimizle konuştuk kendi hayatımızın normalliğinden utanarak biraz.Biz ne gördük ki?

Öğrenmiyor ki kalp acıyı , geçsin gitsin..Kovalasın başından unutsun bitsin.Kalplerin üzerinede de beton dökülmüyor ki..

Kader diyorlar güzel yüzlü çocuklarım babalarınızın ölümüne..Bitmişti vadesi diyorlar..Duymuyorlar dimi içinizde yükselen çığlığı. Acınızdan susmuş dillerinizle diyemiyorsunuz BU DA BENİM KADERİM MİYDİ? Nereye gitti babam diyemiyorsunuz..

Kader diyorlar ah babam,evladını gömmene..Acısıyla yaşarken yeniden yeniden ölmene,kader diyorlar.Acından bağırman bile suç...

"Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde
Tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum,
Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum,
Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum." 2


Gün kara,yürekler daha da kara..Kapitalizmin getirdiği ölümlere daha ne kadar ağlayacağız.Daha çok para kazanma hırsına,güce ,iktidara daha kaç canı feda edeceğiz.Daha kaç çocuk yeterli önlem alınmadığı için yetim daha kaç kadın yapayalnız,daha kaç ana baba evlatsız kalacak.Daha kaç yıl iş kazalarında ilk sıradaki ülkelerden olacağız.Taşeronlaşma yüzünden,daha çok para daha çok kazanç için hep daha daha daha fazlasını almak için haç masum insanı feda edeceğiz.Bu gün SOMA da , daha önce başka maden ocaklarında da yitip giden güzel insanlara daha kaçını daha ekleyeceğiz durmak için.Ne zaman insan canı kıymetli olacak ceplerin dolmasından..

"Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kirlendiğinde,
Son balık avlandığında,
Paranın yenmeyeceğini anlayacaksınız."3

Tüm yitip giden CANLARIMIZ ve onların geride bıraktığı CANLARI için ,hesabını sormak için,sorumlularını bulmak için UNUTMAYACAK ve UNUTTURMAYACAĞIZ..

"Öyle ölüler vardır ki,
Ben onların öldüklerini düşündükçe,
Vakit olur,
Yaşadığımdan utanırım."4









1 ve 2 nolu alıntılar Şerif Erginbay'a aittir. 3 nolu alıntı Kızılderili kabilelerinin kehaneti olarak bilinir. 4 nolu alıntı Nazım Hikmet'e aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder